Blog

ABD’nin Yapay Zeka Hamlesi, Kısıtlamalar ve Türkiye ; Çip Savaşları Başladı mı?”

Yapay zeka, günümüzün en stratejik teknolojilerinden biri haline gelirken, ABD bu alandaki liderliğini korumak için yeni ve çarpıcı önlemler almaya devam ediyor. 13 Ocak 2025 tarihinde,  bizim de White House’un internet sitesinde yayımlanmış olduğunu gördüğümüz resmi açıklama ile ABD  yapay zeka çiplerinin ihracatına yönelik kısıtlamalar getirerek, özellikle “ülkeler arası güvenlik risklerini” minimize etmeyi hedeflediğini, gelişmiş AI sistemlerinin kötüye kullanımını önlemek amacıyla, belirli ülkelere erişimi sınırlandıracağını bildiriyor.

İçindekiler

Bu kısıtlamaların Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için yapay zeka projelerinde büyük bir engel teşkil edeceği tartışmasız.  Özellikle, veri merkezleri ve teknoloji girişimleri için kritik öneme sahip gelişmiş GPU’lara erişim zorlaşırken, Türkiye’nin dijital dönüşüm ve rekabet gücü açısından yeni stratejiler geliştirmesi planladığı stratejik adımları  hızlıca atması hatta belki adımlar yeterli olmayarak koşması gerekecek. Eğer bu şekilde zorlayıcı güçlerle ilerleme sağlanabilirse , bu durum aynı zamanda yerli çip üretimi ve yapay zeka ekosisteminin güçlendirilmesi için bir fırsat olarak da değerlendirilebilir.

Bu blog yazısında, ABD’nin bu hamlesinin sebeplerini, Türkiye’deki yapay zeka ekosistemine potansiyel etkilerini ve bu zorluklara karşı izlenebilecek stratejileri ele alacağız.

ABD’nin Yapay Zeka Hamlesi 

ABD, Yapay Zeka’nın ortaya çıkması ve geliştirilmesi ile meydana gelen teknolojik dönüşüme liderlik etmek ve küresel yapay zeka kullanımının kendi teknolojisiyle şekillenmesini sağlamak için kararlı adımlar atıyor. Bunun yanı sıra, gelişmiş yapay zeka sistemlerinin kötü niyetli aktörlerin eline geçmesini engellemeyi amaçlıyor. Yanlış ellerde, güçlü yapay zeka sistemleri kitlesel imha silahlarının geliştirilmesi, siber saldırıların desteklenmesi ve kitlesel gözetim gibi insan hakları ihlallerini körükleyerek ciddi ulusal güvenlik risklerini artırabileceğini bildiği için nerdeyse kendi tekelinde olan Yapay Zeka sektörünü domine etmeyi ve istediği ülkeye istediği kadar erişim vermeyi planlıyor.

Günümüzde, bazı ülkelerin ABD menşeli yapay zeka teknolojilerini tam da Amerika’nın korktuğu amaçlarla kullandığını ve ABD’nin yapay zeka liderliğini tehdit ettiğini biliyoruz.

ABD’nin ulusal güvenliğini ve ekonomik gücünü artırmak için bu kritik teknolojinin başka ülkelere kaptırılmaması ve küresel yapay zeka altyapısının Amerikan teknolojisi üzerine inşa edilmesi gerektiği gerekçesiyle çeşitli kısıtlamalar getirerek, yapay zeka şirketleri ve yabancı hükümetlerle iş birliği içerisinde güvenlik ve güvenilirlik standartlarının belirlenmesi gerektiğini belirtiyor.

Bu kapsamda, Biden-Harris yönetimi, Yapay Zeka Yayılımı İçin Geçici Nihai Kural (Interim Final Rule) adı verilen yeni bir düzenleme açıkladı. Bu düzenleme, ile büyük ve küçük çip siparişlerinde lisanslama süreçlerini kolaylaştırarak ABD’nin yapay zeka alanındaki liderliğini güçlendirmeyi ve müttefik ülkeler ile iş ortaklarına bu teknolojiden nasıl faydalanabilecekleri konusunda netlik sağlamayı hedefliyor. Önceki çip kontrollerine dayanarak oluşturulan bu yeni düzenleme, kaçakçılığı önlemek, mevcut boşlukları kapatmak ve yapay zeka güvenlik standartlarını yükseltmek amacıyla geliştirildiği söyleniyor.

ABD yönetimi, yapay zeka teknolojisinin sorumlu bir şekilde yayılmasını sağlamak ve küresel liderliğini pekiştirmek amacıyla yeni düzenlemeler getirdi. Bu kapsamda, ABD teknolojisinin kontrollü bir şekilde yayılması için altı temel mekanizma oluşturulmuştur.

1. Müttefik Ülkeler İçin Serbest Çip Satışı

ABD, yapay zeka teknolojilerinin stratejik önemini göz önünde bulundurarak, belirlediği 18 kilit müttefik ve ortak ülkeye çip satışlarında herhangi bir kısıtlama uygulamayacak. Bu adım, gelişmiş teknoloji koruma politikalarına sahip ve ABD’nin güvenlik ile dış politika hedefleriyle uyum içinde olan ülkelerin, büyük ölçekli çip alımlarını sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmelerine olanak tanıyor. Böylece, bu ülkeler yapay zeka ekosistemlerini güçlendirirken, ABD’nin küresel teknoloji liderliği de pekiştirilmiş olacak.

2. Küçük Ölçekli Çip Siparişlerinde Lisans Muafiyeti

ABD, yapay zeka teknolojilerinin yayılımını hızlandırmak adına, toplam işlem gücü 1.700 gelişmiş GPU’ya kadar olan çip siparişlerini lisans zorunluluğundan muaf tutuyor ve bu siparişleri ulusal çip kotalarına dahil etmiyor. Özellikle üniversiteler, sağlık kuruluşları ve araştırma enstitüleri gibi düşük risk taşıyan kurumlar için getirilen bu kolaylık, ABD menşeli teknolojilerin küresel ölçekte daha hızlı ve verimli bir şekilde yayılmasına olanak tanıyacağı, bu sayede  bilimsel ve teknolojik gelişmelerin önü açılırken, stratejik sektörlerin ihtiyaçları da hızlı bir şekilde karşılanabileceği düşünülüyor.

3. “Universal Verified End User” (UVEU) Statüsü

ABD, yakın müttefikleri ve güvenilir iş ortakları için yapay zeka teknolojilerinde stratejik bir adım atarak, belirli kuruluşlara “Evrensel Doğrulanmış Son Kullanıcı” (UVEU) statüsü sunuyor. Bu statüyü kazanan kuruluşlar, yüksek güvenlik ve güvenilirlik standartlarını karşılamaları halinde, küresel yapay zeka işlem kapasitesinin %7’sini dünya çapında konuşlandırma yetkisine sahip olacak. Bu sayede, yüz binlerce çipin kontrollü ve güvenli bir şekilde dağıtımı sağlanırken, yapay zeka teknolojilerinin kötü niyetli aktörlerin eline geçmesi engellenmiş olacak. Aynı zamanda, kritik yapay zeka eğitim süreçlerinin ABD içinde tutulmasıyla, ülkenin bu alandaki liderliği pekiştirilmeye devam edilecek.

4. “National Verified End User” (NVEU) Statüsü

ABD, yapay zeka teknolojilerinin kontrollü bir şekilde yayılmasını sağlamak amacıyla, güvenlik gerekliliklerini karşılayan ve “düşman ülke” kategorisinde yer almayan ülkelerde faaliyet gösteren şirketlere “Ulusal Doğrulanmış Son Kullanıcı” (NVEU) statüsü sunuyor. Bu statüye sahip kuruluşlar, önümüzdeki iki yıl boyunca 320.000 gelişmiş GPU‘ya kadar satın alma hakkına sahip olacak. Böylece, ABD teknolojilerinin güvenilir ulusal kuruluşlara sağlanmasıyla yerel, bölgesel ve kamu sektörlerinin ihtiyaçlarının karşılanması hedeflenirken, aynı zamanda teknolojinin kötüye kullanım riskleri de minimize edilecek. Bu adım, ABD’nin müttefik ülkelerle iş birliğini güçlendirme stratejisinin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.

5. Yakın Müttefik Olmayan Ülkeler İçin Çip Kotaları

Yakın müttefik olarak kabul edilmeyen ancak ABD ile iş birliği içinde olan ülkelerde faaliyet gösteren şirketler, ulusal çip kotaları kapsamında 50.000 gelişmiş GPU’ya kadar satın alma hakkına sahip olacak. Bu düzenleme, söz konusu ülkelerdeki hükümetler, sağlık hizmet sağlayıcıları ve yerel işletmelerin, ABD’nin gelişmiş yapay zeka teknolojilerinden yararlanmasını mümkün kılarken, aynı zamanda bu teknolojinin kontrollü ve güvenli bir şekilde yayılmasını sağlamayı amaçlıyor. Böylece, ABD, stratejik ortaklarıyla iş birliğini sürdürerek küresel yapay zeka ekosisteminde etkin bir denetim mekanizması oluşturmayı hedefliyor.

6. Devletler Arası Anlaşmalar ve Çip Kotalarının Artırılması

ABD ile teknoloji güvenliği, temiz enerji ve ihracat kontrolleri alanlarında iş birliği yapan ülkeler, çip kotalarını iki katına çıkarma imkanına sahip olacak. Bu anlaşmalara katılan ülkeler, günümüzün en gelişmiş yapay zeka işlemcilerinden 100.000 adede kadar satın alma hakkı elde edecek. Bu sayede, ABD ile ortaklıklarını güçlendiren ülkeler, yapay zeka altyapılarını daha hızlı bir şekilde genişletebilecek ve teknolojik kapasitelerini artırabilecekler. Aynı zamanda, bu iş birliği ABD’nin küresel AI ekosistemindeki lider konumunu pekiştirirken, teknoloji transferinin kontrollü ve güvenilir bir çerçevede gerçekleşmesini sağlayacak.

Bu 6 mekanizma birlikte birlikte değerlendirildiğinde ABD’nin yeni yapay zeka düzenlemeleri, müttefik ve iş birliği içinde olduğu ülkeler için geniş imkanlar sunuyor. ABD ile stratejik ortaklık yürüten ve belirlenen güvenlik kriterlerine uyan ülkeler, gelişmiş yapay zeka çiplerine erişimde önemli ayrıcalıklara sahip olacak. Bu ülkeler, anlaşmalar sayesinde çip tedarikini sürdürebilecek ve yapay zeka ekosistemlerini geliştirme fırsatı bulacaklar. Ancak bu sürecin tamamı ABD’nin denetimi altında gerçekleşecek. ABD, çip ihracatının kontrolünü elinde tutarak, teknolojinin yalnızca güvenilir ortaklar tarafından kullanıldığını garanti altına almayı hedefliyor. Böylece, bu ülkeler ABD’nin belirlediği çerçevede teknolojiye erişim sağlarken, kendi yapay zeka ürünlerini geliştirme şansına sahip olacaklar.

Peki ABD ile Çıkarları Uyuşmayan Ülkeler? 

ABD, yapay zeka teknolojisinin küresel yayılımını teşvik ederken, aynı zamanda güvenlik riski taşıyan ülkeler için önemli kısıtlamalar getirmektedir. Bu yeni düzenlemeler, belirlenen ülkelerin gelişmiş yapay zeka sistemlerine ve bunları eğitmek için gerekli yüksek hesaplama gücüne erişimini engellemeyi amaçlamaktadır. Alınan önlemler şu şekilde özetlenebilir:

  • Yüksek Performanslı Çiplerin Kısıtlanması:
    ABD, gelişmiş yarı iletkenlerin “riskli” olarak kabul edilen ülkeler tarafından ileri düzey yapay zeka sistemlerinin eğitimi için kullanılmasını önlemeye devam edecek. Ancak, bu ülkeler telekomünikasyon ve bankacılık gibi genel kullanım amaçlı uygulamalara erişmeye devam edebilecekler.
  • Kapalı Ağırlıklı Yapay Zeka Modellerinin Korunması:
    Gelişmiş kapalı-ağırlıklı (closed-weight) yapay zeka modellerinin model ağırlıklarının güvenilmeyen aktörlere transferi sınırlandırılacak. Öte yandan, açık-ağırlıklı (open-weight) modellerin ağırlıklarının yayımlanmasına yönelik herhangi bir engelleme getirilmemektedir. Bu, bilimsel ve akademik gelişimin devam etmesine olanak tanırken, stratejik risklerin önlenmesini sağlayacaktır.
  • Güvenlik Standartlarının Belirlenmesi:
    ABD, kapalı-ağırlıklı yapay zeka modellerinin ağırlıklarını dünya çapında güvenli bir şekilde saklamak ve kullanmak için yeni güvenlik standartları oluşturacak. Böylece, bu kritik teknolojilere kötü niyetli aktörlerin erişimi engellenecektir.

ABD yayımladığı brifing ile bu düzenlemelerin, Ekim 2022 ve Ekim 2023 tarihlerinde yürürlüğe giren önceki çip kontrol politikalarının üzerine inşa edildiğini ve son on ay içinde kongre üyeleri, sanayi temsilcileri ve müttefik ülkelerle yapılan kapsamlı görüşmeler sonucunda şekillendirildiğini belirtmiştir.

Tüm bu değerlendirmeler ve bilgiler ışığında ABD’nin yeni yapay zeka düzenlemeleri, müttefik ülkeler için önemli ayrıcalıklar sunarken, çıkarlarının örtüşmediği ülkeler için ciddi kısıtlamalar getirdiğinin söylenmesi mümkün. Stratejik ortaklık yürüten ülkeler, ABD’nin denetimi altında gelişmiş yapay zeka çiplerine erişim sağlayarak ekosistemlerini geliştirme fırsatı bulacak. Ancak bu süreç tamamen ABD kontrolünde ilerleyecek ve teknoloji yalnızca güvenilir ortaklara sunulacak. Buna karşın, ABD ile stratejik hedefleri örtüşmeyen ülkeler, yapay zeka projelerini sürdürmekte büyük engellerle karşılaşacak.

Türkiye Yönünden : Is winter coming or? 

2025-2027 yıllarına ilişkin Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında Türkiye, dijital dönüşüme odaklanarak özellikle KOBİ’lerin dijital teknolojilere adaptasyonunu desteklemeyi amaçlıyor. Program çerçevesinde, firmaların dijital kapasite ve kabiliyetlerinin artırılmasıyla sürdürülebilir büyümenin sağlanması hedefleniyor.

Dijital dönüşüm sürecinin merkezinde ise yapay zeka bulunuyor. Bu doğrultuda, yapay zekaya özel tematik kümelenmeler ve araştırma merkezlerinin sayısının artırılması planlanıyor. Aynı zamanda, yapay zeka araştırmacılarının ihtiyaç duyduğu altyapıya daha kolay erişim sağlanabilmesi için hesaplama kapasitelerinin güçlendirilmesi öngörülüyor.

Yeni dönemde, dijital dönüşüm sürecinin bir diğer önemli unsuru ise uluslararası iş birlikleri olacak. Türkiye’nin küresel yapay zeka ekosisteminde daha etkin bir rol üstlenmesi için, yabancı iş ortaklarıyla teknoloji transferi ve bilgi paylaşımı gibi alanlarda iş birliklerinin artırılması planlanıyor.

Türkiye’nin 2025-2027 Orta Vadeli Programı (OVP), dijital dönüşüm hedeflerinde çip endüstrisi ve 5G teknolojilerinin kritik bir rol oynayacağını vurguluyor. Bu kapsamda, çip üretiminden uydu geliştirmeye, bulut bilişimden 5G’ye kadar geniş bir yelpazede ilerleme kaydedilmesi planlanıyor. Özellikle üretim verimliliğini artırmaya yönelik “yetkinlik ve dijital dönüşüm merkezleri” (model fabrikalar) devreye alınarak, sanayinin ihtiyaçlarına yönelik yeni hizmetlerle yeşil dönüşüm desteklenecek.

Çip sektörünün gelişimi için AR-GE, tasarım, üretim ve ticarileştirme kabiliyetlerinin artırılmasına yönelik çeşitli destek mekanizmaları uygulanacak. Aynı zamanda, Türkiye’nin 5G ve sonrasına yönelik stratejik bir yol haritası hazırlayarak bu alandaki rekabet gücünü artırması hedefleniyor.

ABD Kısıtlamaları, Çip Savaşlarını Başlatıyor mu?  

Günümüz teknoloji dünyasında en çok konuşulan konulardan biri, video oyunu grafiklerine güç veren ancak aslında çok daha büyük bir etkiye sahip olan çiplerdir. Dışarıdan bakıldığında sıradan bir silikon parçası gibi görünse de bu çipler, ChatGPT gibi yapay zeka sistemlerinin daha hızlı ve düşük maliyetle geliştirilmesi için özel olarak tasarlanmış yapay zeka çipleridir.

Uzmanlar, yapay zeka çiplerini teknoloji dünyasında devrim niteliğinde bir gelişmenin merkezine yerleştiriyor. Bu çipler, sadece teknoloji sektörünü değil, onunla birlikte dünyayı da yeniden şekillendirebilecek bir potansiyele sahip. Özellikle, yapay zeka iş yüklerinin üstesinden gelmek için geliştirilen bu donanımlar, veri işleme ve model eğitimi süreçlerinde büyük bir fark yaratıyor.

Yapay zeka çipi üretiminde öncü şirketlerden biri olan Nvidia, bu alandaki güçlü konumunu bir kez daha kanıtladı. Şirketin analist raporlarına göre, ürün satışlarının artışıyla birlikte hisse değerleri %25 oranında yükselirken, 30 Mayıs’ta Nvidia’nın piyasa değeri kısa süreliğine 1 trilyon doların üzerine çıktı. Bu gelişme, yapay zeka çiplerine olan talebin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.

Yapay zeka çipleri, geleneksel bilgisayarların başa çıkmakta zorlandığı karmaşık hesaplamalar ve büyük veri analizleri gibi zorlukların üstesinden gelmek için tasarlanmış özel donanımlardır. Bu çiplerin en kritik kullanım alanlarından biri, yapay zeka modellerinin eğitilmesi sürecidir. Derin öğrenme, doğal dil işleme ve görüntü tanıma gibi yapay zeka uygulamaları, devasa veri kümelerini işleyerek öğrenim sağlamak için son derece güçlü donanımlara ihtiyaç duyar.

Geleneksel işlemciler bu iş yükleri karşısında yetersiz kalırken, yapay zeka çipleri paralel işlem gücü, daha yüksek enerji verimliliği ve optimize edilmiş yapay zeka mimarisi sayesinde büyük bir avantaj sağlar. Yapay zeka çiplerinin sunduğu bu özel yetenekler, veri merkezlerinden mobil cihazlara kadar geniş bir kullanım alanına hitap etmektedir.

Bu kapsamda çiplerin önemi, ÇİP üretimim çoğunluğunun ABD hakimiyetinde olması ve ABD’nin kısıtlamaları birlikte değerlendirildiğinde bu kısıtlamalar Türkiye’deki yapay zeka ekosistemini derinden etkilemekte; ancak bu etkiler kamuoyunda yeterince tartışılmamaktadır. Özellikle yürürlüğe giren yeni kısıtlamalar, yapay zeka projelerinin geleceğini tehdit ederken, bu konunun daha geniş kitlelere duyurulması ve farkındalık oluşturulması ve desteklerin artırılması gerekmektedir.

Yapay zeka projelerinin başarılı bir şekilde hayata geçirilebilmesi, gelişmiş çip ve işlemci teknolojilerine erişime bağlıdır. Ancak, son dönemde uygulanan ithalat kısıtlamaları ve uluslararası düzenlemeler, Türkiye’deki yapay zeka araştırmalarını olumsuz yönde etkileyerek inovasyonu ve teknolojik ilerlemeyi sekteye uğratmaktadır. Kaldı ki

Türkiye’de yapay zeka tabanlı projelerin gelişimi, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) gibi yasal düzenlemeler nedeniyle çeşitli engellerle karşı karşıya kalmaktadır. Yapay zeka uygulamalarının, KVKK kapsamında verilerin yerel sunucularda saklanmasını zorunlu kılması, firmaların yüksek performanslı donanımlara erişimini zorlaştırmakta ve maliyetleri artırmaktadır. Bu durum, yerel veri merkezleri kurmak isteyen girişimciler için önemli bir kısıtlama oluşturmaktadır.

Yapay zeka sistemlerinin en önemli yapı taşlarından biri olan çip üretimi, ileri düzey teknoloji ve uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Dünyada bu alanda lider konumda olan az sayıda firma, gelişmiş çip üretiminde tekel durumundadır. Bu tekelleşme, ülkelerin teknoloji alanındaki bağımsızlıklarını kısıtlamakta ve yerel üretim imkanlarını sınırlamaktadır. Türkiye’nin bu alandaki bağımlılığını azaltmak için kendi üretim kapasitesini artıracak politikalar geliştirmesi gerekmektedir.

Dünya genelinde yapay zeka çiplerinin üretiminde Tayvan merkezli üreticiler ön plana çıkmaktadır. Bu şirketler, uzun yıllara dayanan deneyimleri ve ileri teknoloji üretim kapasiteleri sayesinde pazarda hâkimiyet kurmuş durumdadır. Bu durum, yapay zeka ekosistemine dahil olmak isteyen ülkeler için erişim ve maliyet açısından ciddi zorluklar doğurmaktadır.

Bugün, yapay zeka uygulamalarında kullanılan çipler yalnızca büyük teknoloji devleri tarafından üretilmekte ve lisanslanmaktadır. Sektörün önde gelen isimleri, çip üretiminde söz sahibi olarak fiyatlandırma ve dağıtım üzerinde tam kontrol sağlamakta, küçük ve orta ölçekli girişimlerin bu teknolojilere erişimini zorlaştırmaktadır. Kaldı ki Türkiye’de üretim ve iş gücü maliyetlerinin yüksekliği göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin büyük aktörler arasında yer alması ve yurtdışı desteği olmaksızın kendi yapay zekalarını geliştirmek için maksiumum enerjiyi sarf etmesi gerektiği tartışmasız.

Türkiye, tıpkı diğer ülkeler gibi yapay zeka ve çip teknolojilerinde dışa bağımlı bir konumda bulunmaktadır. Bu bağımlılığı azaltmak ve yerli üretimi teşvik etmek, sürdürülebilir bir teknoloji ekosistemi oluşturmanın en önemli adımıdır. Yerli çip üretiminin desteklenmesi, Ar-Ge yatırımlarının artırılması ve küresel iş birliklerinin genişletilmesi, Türkiye’nin teknoloji alanında rekabet gücünü artırmasına yardımcı olabilir.

Bu nedenle, Türkiye’nin uzun vadeli planlar oluşturarak dijital bağımsızlığını güçlendirecek adımlar atması, gelecekteki teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmesi açısından kritik bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.

 

ABD’nin yapay zeka alanındaki kısıtlamaları, küresel teknoloji pazarında dengeleri değiştirecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye ve benzeri ülkeler, bu sürecin olası etkilerini minimize etmek ve dijital bağımsızlıklarını güçlendirmek için hızla stratejik adımlar atmalıdır. Yerli çip üretimine yapılan yatırımlar, uluslararası iş birliklerinin artırılması ve yapay zeka projelerinin yerel kaynaklarla desteklenmesi, önümüzdeki yıllarda kritik öneme sahip olacaktır. Türkiye’nin dijital geleceği, bu yeni döneme ne kadar hızlı adapte olabileceğine bağlı olarak şekillenecektir.

Av.İlayda Döldöş